Siber Saldırıdan Korunma Yöntemleri
Slider

9 dk okuma

Teknolojinin baş döndüren hızı sayesinde artık hayatın hemen her alanındaki işler dijital ortama taşınmış durumda. Dünya çapında internet vasıtası ile milyonlarca bilgisayar, akıllı telefon ve pek çok farklı cihaz birbiriyle sürekli iletişim halinde. İşleri son derece hızlı bir hale getiren bu düzen, beraberinde kimi tehditler de getirmekte. Dijital varlıkların ve verilerin korunması şirketler ve bireysel kullanıcılar için son derece önemli bir hale bürünmekte. Siber saldırılara karşı korunma yöntemleri sürekli olarak güncellenmekle birlikte, saldırı ve tuzakların da sürekli bir gelişim içerisinde olduğu da bir gerçek. Bu sebeple bilgileri güncel tutmak ve düzenli olarak risk analizleri gerçekleştirmek büyük önem taşıyor. İyi düşünülmüş siber tedbirler ile olası ataklar karşısında çok daha dirençli bir sisteme sahip olmak ve kayıp ihtimalini en aza indirmek son derece gerçekçi bir olasılıktır.

Siber Saldırı Nedir? Hangi Yöntemlerle Siber Saldırı Gerçekleştirilir?

Dijital dünyada kötü niyetli yazılımlarla karşısındaki kişiye, kuruma ya da sisteme zarar vermeye çalışan kişi ya da gruplara hacker denmektedir. Hacker’lar, cihazlara ya da internet sitelerine, casus yazılımlar, solucanlar ya da Truva atları yerleştirerek dijital verileri elde edebilir, değiştirebilir veya tamamen yok edebilir. Günümüzde hem kişisel hem de kurumsal alanda birçok özel ya da ticari sır dijital dünyada erişilebilir durumdadır. Bu sebeple kötü niyetli kişiler ya da yazılımlar tarafından verilerin ele geçirilmesi onarılması güç olumsuzluklara yol açabilir. Global çapta her geçen yıl daha da arttığı ve çeşitlendiği görülen siber saldırılar, devlet ve hükümet kurumları ve çok uluslu şirketlerden KOBİ sınıfındaki şirketler ve küçük işletmelere kadar her kurumu tehdit ediyor.

Siber Saldırılardan Nasıl Korunulur?

Günümüzde siber tuzaklardan korunma yolları ile ilgili yapılan çalışmalar hayli gelişmiş, hatta dev şirketlerin ve hükümetlerin ilgi alanına dahi girmiştir. Siber güvenlik konusuna yoğunlaşan şirketlerin yanı sıra bu alanda birçok bilimsel çalışma yürütüldüğü de gözlenmektedir. Peki, siber saldırıdan korunma yöntemleri nelerdir? Öncelikle bir siber saldırının her an her yerden gelebileceğini akılda tutmak ve bu konudaki tedbirleri çok disiplinli bir şekilde uygulamak gerekliliği akılda tutulmalı. Dünya çapında bu alana dev yatırımlar yapan teknoloji şirketleri dahi siber saldırılar karşısında zaman zaman zor anlar yaşayabiliyor. Bu sebeple bu tarz saldırıların her zaman olabileceğini bilmek ve soğukkanlı davranmak da önem arz eden konuların arasında yer alıyor. Buradaki kritik noktanın, siber saldırıdan korunma yöntemlerini uygulamakla hem saldırı ihtimalini hem de saldırı sonrasında oluşabilecek hasarı azaltmanın mümkün olduğunu anlamak olduğu söylenebilir. Şirketlerde BT departmanları, siber saldırılar karşısında önemli çalışmalar yapıyor ve bu departmanların varlığı tabii ki büyük bir avantaj sunuyor. Bununla birlikte bu her zaman yeterli olmayabiliyor. Şirketlerin siber güvenlik uzmanları ile çalışması, çok daha hazırlıklı ve dirençli bir siber güvenlik perdesi oluşturmak adına olumlu sonuçlar doğuruyor. Siber güvenlik alanındaki kritik noktalardan bir diğerinin ise altyapı yatırımları olduğu biliniyor. Şirketlerin teknolojik altyapıya yaptığı yatırım, güçlü bir güvenlik sistemi kurmak için uygun zeminin oluşturulmasına büyük katkı sunuyor. Şirketler için kritik konulardan biri de çalışanların siber saldırılara karşı asgari bilgi ve bilinç düzeyinde olması gerekliliği olarak görülüyor. Şirket için siber güvenlik eğitimleri, bu alanda bir şirket kültürü oluşmasına katkı sunarak, güvenli bir ortam yaratılmasını sağlıyor. Şirket çalışanlarının yazışmalarda ve görüşmelerde hangi bilgileri paylaşmaması gerektiğini kavraması, ayrıca şifreleme gibi kritik konularda nelere dikkat etmesi gerektiğini bilmesi, siber ataklara karşı kurumsal direnci artıran bir öge olarak öne çıkıyor.

Her Düzeyden Şirket Siber Saldırıdan Korunma Yolları Hakkında Bilgi Sahibi Olmalı

Global şirketlerin, çok uluslu kuruluşların yanı sıra küçük ve orta ölçekli işletmelerin de siber saldırıların hedefi olabileceği unutulmamalı. Microsoft’un yaptığı araştırmalar her iki siber saldırıdan birinin küçük ya da orta düzeyde bir şirkete yapıldığını ortaya koyuyor. Bu şirketler her zaman bir BT departmanı oluşturamayacağından siber güvenlik uzmanlarından destek ya da danışmanlık hizmeti almak kritik öneme sahip oluyor. Atılacak adımların içerisinden dijital verilerin şifrelerle korunması son derece önemli bir yer tutuyor. Günümüzde giderek yaygınlaşan esnek çalışma uygulamaları, şirketlerin sistemlerine uzaktan erişimin çok daha sık yapılmasını da gerekli kılıyor. Bu durumun güvenlik risklerini beraberinde getireceğini tahmin etmek ise zor değil. Sistemdeki her bir veri parçasına ulaşmak için bir şifre gerekliliği oluşturulması, olası bir siber saldırı durumunda çok daha fazla bilgi ya da verinin üçüncü şahısların eline geçmesine mani olabilir. Şirket verilerinin düzenli olarak yedeklenmesi de büyük önem taşıyor. Ayrıca gelişen teknoloji ile sistemleri güncellemek de siber ataklara karşı çok daha fazla direnç göstermeyi olanaklı hale getiriyor. Güncelliğini yitiren sistemlerin siber saldırılara teslim olması çok daha olası olarak değerlendirilirken, son sürüm sistemleri kullanmak bu alanda önemli bir avantaj olarak görülüyor. Yenilikçi teknolojilerden yararlanarak güvenlik açıklarını bertaraf etmek, olası kayıpların önüne geçmek için etkili bir yöntem sunuyor. Yapay zekâ teknolojilerinin entegre edildiği yenilikçi sistemler, güvenlik repertuarının oldukça genişlemesine de ortam hazırlıyor. Çok faktörlü kimlik doğrulama veya biyometrik giriş gibi yenilikçi güvenlik bariyerleri, sistemler ve verilerin korunmasında etkin çözümler sunuyor.

Verileri Güvende Tutmak İçin Teknolojiye Yatırım Yapılmalı

Günümüzde en sık duyduğumuz kavramlar arasında yer alan Big Data ya da Türkçeleştirilmiş ifadesi ile Büyük Veri, dijital dünyanın sınırlarının ne kadar genişlediğini anlatmak adına kullanılmaktadır. Baş döndüren bir hızla büyüyen ve genişleyen dijital veriler, geleneksel uygulamaların ihtiyaca cevap vermekten uzak kalması sonucunu getirmektedir. Kapasite yetersizlikleri ise süreçlerin yavaşlamasına sebep olarak şirketlere iş kaybı olarak dönmektedir. Bu noktada bulut sistemlerini kullanmak, hem hız hem de erişilebilirlik açısından son derece büyük avantajları beraberinde getirmektedir. Bulut tabanlı uygulamaları kullanan işletmelerin güvenlik açıklarına azami özeni göstermesi ise büyük önem taşımakta. Bununla birlikte bulut tabanlı sistemlerin geleneksel veri saklama yöntemlerine göre çok daha güvenli olduğu da genel olarak kabul edilen bir gerçek. Bu sebeple hem verimliliği artırmak hem de siber saldırılara karşı daha dirençli olmak isteyen kuruluşlar, bulut sistemlerine yönelmekte. Her geçen gün genişleyen siber güvenlik pazarı, kurumların ve kişilerin bu alandaki güvenliğin önemini kavramalarına paralel olarak çok daha büyük seviyelere ulaşacak gibi görünüyor. Siber güvenlik pazarına yapılan yatırım miktarları, siber saldırılar nedeniyle yaşanan kayıplarla karşılaştırıldığında ise son derece düşük bir seviye oluşuyla dikkat çekiyor. Bu sebeple tüm kurumların siber güvenlik alanında yatırım yapmakla ilgili reflekslerini geliştirmesi, dijital dünyanın güvenli geleceği açısından büyük önem taşıyor. Bütün çalışmalar ve yatırımlar sonucunda siber saldırıların bir gün şirketini bulabileceği bilincine sahip olan işletmelerin, bu durumdan daha az etkilenmesi ise son derece olası. Siber saldırı sonrası bir kaosa sürüklenmemek için kurtarma senaryoları çalışmak ve bunları güncel tutmak da güvenli bir dijital varlık adına büyük önem taşıyor.

scrolltotop svg